Depresyon; üzüntü, bıkkınlık, karamsarlık isteksizlik gibi belirtiler gösteren bir ruhsal bozukluk halidir. Geleceğe dair karamsarlık, yaşamın çoğu alanına karşı ilgisizlik, zevk alamama, yavaşlama, özgüven ve özsaygıda azalma gibi belirtiler gösteren ruhsal bozukluk olarak da tarif edilir.
Depresyon, istenmeyen bir olayla karşılaşmanın neden olduğu hüzünden çok daha fazlasıdır. Duygudurumun sadece olumsuz boyutunu içerdiği için tek uçlu bozukluk olarak da adlandırılmaktadır.
-Depresyon belirtileri nelerdir?
-Nasıl tedavi edilir?
-Neden Kaynaklanır?
-Depresyonun Türleri Nelerdir?
-Çocuklarda ve Gençlerde Depresyon Belirtileri Nelerdir?
-İleri Yaşta Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon, bireyin işlevselliğinde, sosyal ilişkilerinde, iş ve aile hayatında olumsuz etkiler yaratabilir. Bununla birlikte kendine zarar verme düşünceleri de görülebilmektedir. Depresyon her yaştan bireyi etkileyebilir. Yapılan bazı araştırmalarda cinsiyetler arasında görülme sıklığı açısından farklılıklara rastlanılmıştır. Depresyon tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavi yöntemi ve süresi kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Üzgün ve depresif duygu hali
- İlgi ve istekte belirgin azalma
- Belirgin kilo kaybı veya kilo artışı
- Enerji kaybı
- Karamsarlık ve çaresizlik hissi
- Mutsuzluk
- Uyku problemi (çok fazla uyuma veya uykusuzluk)
- Yeme bozuklukları (aşırı yeme veya iştah kaybı)
- Psikomotor yavaşlama
- Yorgunluk ve enerji kaybı
- Değersizlik ve suçluluk hissi
- Düşünme, odaklanma ve karar verme becerilerinde azalma
- Tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri
- Cinsel isteksizlik
- Azalmış benlik saygısı
Birey, bu belirtilerin en az beş tanesini son iki hafta içerisinde neredeyse her gün ve günün çoğunluğunda yaşamış olmalıdır ve bu belirtiler başka bir fiziksel rahatsızlık ile doğrudan ilişkili olmamalıdır.
DEPRESYON NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Psikoterapi: Bireyler ihtiyaç duymaları ve talep etmeleri halinde, hekim yönlendirmesi ile, psikoterapilerden fayda sağlayabilirler. Depresyon için yapılandırılmış birçok farklı terapi yöntemi ve yaklaşımı bulunmaktadır. (Psikoterapi Türleri sayfasına yönlendirme yapılır)
İlaç Tedavisi: Depresif bozuklukların tedavisinde en çok tercih edilen ilaçlar antidepresanlardır. Antidepresanlar, depresif duygudurumla ilgili olan nörotransmiterlerin miktarında değişiklik yaratarak etki sağlarlar.
Stresi kontrol edebilmek, uygun baş etme stratejileri geliştirmek, güçlü sosyal destek sosyal mekanizmalarına sahip olmak önemlidir. Ancak erken tanı ve uygun tedavi kişinin iyilik halini korumasında kritik öneme sahiptir.
DEPRESYON NEDEN KAYNAKLANIR?
Depresyon oluşumuna birçok etmen sebep olmakla beraber bu etmenleri psikososyal ve genetik etmenler olarak ikiye ayırmamız mümkündür:
Psikososyal Faktörler
- Stresli Yaşam Olayları: Sevilen birinin kaybı, ilişkilerin sonlanması, okulda ya da iş hayatında başarısızlık, kişinin kendisinin veya yakınının sağlık problemleri yaşaması gibi stresli yaşam olaylarının depresif bozukluklarda etkisi oldukça yüksektir. Rahatsızlığın başlangıcını tetiklediği ve rahatsızlıkta sürdürücü etmen olduğu bilinmektedir.
- İlişkiler ve Sosyal Destek: İlişkilerde algılanan sosyal destek bireyleri stresli yaşam olaylarının etkisinden korumakta ve depresyon geliştirme olasılıklarını azaltmaktadır. Yalnız yaşayan bireylerin, başka biriyle birlikte yaşayan bireylere göre depresyon düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir (Pulkki-Raback ve ark., 2012).
Genetik Faktörler
Genetik faktörler, bireylerin depresyon geliştirmesinde önemli bir role sahiptir. Bu alanda en sık başvurulan genetik araştırmalar ikiz çalışmalarıdır. Yapılan araştırmaya göre tek yumurta ikizlerinde depresif bozuklukların eş zamanlı oluş oranı, çift yumurta ikizlerinde eş zamanlı oluş oranının iki katıdır. (Kendler ve ark., 1993; Sullivan, Neale ve Kendler,2000). Yapılan başka bir araştırmada ise bireyde şiddetli depresif belirtiler, erken başlangıçlı depresyon ya da tekrarlayan depresyon var ise bireyin yakın akrabalarında depresif bozukluk görülme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. (Kendler, Gatz, Gardner ve Pedersen, 2007).
Peki depresyon ile ilişkili olan genler var mı? Evet, depresyonla bağlantılı genler var fakat birçok farklı gen, çevresel risk faktörleri ile etkileşime geçerek depresyona neden olmaktadır bu sebeple depresyondan sorumlu tek bir gen bulabilmek oldukça zordur. Depresyondan sorumlu tek bir gen olmasa da, yapılan bir araştırmada duygudurumu düzenlemede görevli bir nörotransmiter olan serotoninin düzenlenmesinde rol alan belirli genlerin varyasyonlarının yüksek depresyon riski ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur.
DEPRESYON BOZUKLUK TÜRLERİ NELERDİR?
Majör Depresif Bozukluk: Depresif bozukluklar arasında en sık görüleni ve en şiddetli olanıdır. En az bir majör depresif epizodun (dönemin) varlığı, manik ve hipomanik epizodların yokluğu durumunda tanılanabilir.
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu: Majör depresif bozukluğun bir alt türüdür. Bireylerin duygudurumu genellikle hava durumundan etkilenmektedir. Sonbahar ya da kış döneminde başlaması ve bahar ile birlikte iyileşme göstermesi en önemli özelliğidir.
Peripartum Depresyon: Hamilelik zamanı ya da doğumdan birkaç hafta sonra başlayan depresyon tipidir. Peripartum kelimesi ‘’doğum ile birlikte’’ anlamına gelmektedir. Kadınlar hormon seviyelerindeki değişimler sebebiyle hamilelik sırasında veya doğumdan hemen sonra duygusal değişim yaşarlar. Genellikle kısa süre içerisinde tedaviye gerek kalmadan düzelir fakat bazı durumlarda majör depresif bozukluğu tanısı alacak boyuta ulaşabilir.
Süregiden Depresyon Bozukluğu (Distimi): İki yıldan uzun süren kronik depresif bozukluktur. Tanı için bireylerin en az iki yıl süreyle günlerinin çoğunda depresif duygudurumda olmaları ve daha kısıtlı bir belirtiler listesinden en az iki tanesini karşılıyor olmaları gerekir.
Premenstrüel (Adet Öncesi) Disforik Bozukluk: Adet başlangıcından bir hafta öncesinde başlaması, belirtiler listesindeki kriterlerden en az beş tanesini karşılıyor olması gerekir. Adet öncesi sendromun çok daha ağır bir şeklidir.
ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hissedilen duygular aynı olsa da çocukların ve gençlerin depresyonu ifade ediş biçimleri, dışa vurumları farklı olabilmektedir.
Çocuklar 6 yaşına kadar kendilerini çok iyi ifade edemezler bu sebeple altı yaşından küçük çocuklarda depresyon; geri çekilme, umursamazlık, yemek yeme ve uyku bozuklukları olarak kendini gösterebilir.
Çocuklarda yaşanan depresyonda; mutsuzluk, huzursuzluk, öfke, çevreye karşı ilgi kaybı aynı zamanda hareketlerde yavaşlama, monoton ses tonu, çaresiz davranışlar görülebilir, okul başarıları azalabilir. Çocuklarda depresyon bazen; okula gitmek istememe, hastalık uydurma şeklinde de görülebilir. Gençlerde yaşanan depresyonda ise; üzüntü, sinirlilik, özgüven düşüklüğü, hayal kırıklığı, konsantrasyon güçlüğü, okul başarısında zayıflık ve intihar düşünceleri de görülebilir.
İLERİ YAŞTA DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
İleri yaşta depresyon yaygın olmasına rağmen teşhis edilemeyebilir, bunun sebebi durumun dikkate alınmaması, belirtilerin başka bir nedene bağlanması örnek olarak gösterilebilir.
Yaşlı bireylerde aşağıdaki belirtilerin en az beş tanesi var ise depresyon olabileceği düşünülür:
- Uzun süren ve sürekli olan moral bozukluğu
- Daha önce zevk alınan aktivitelerden zevk alamama
- Suçluluk, umutsuzluk ve karamsarlık duyguları
- Beden şikâyetleri ile aşırı meşgul olma
- İştahta ve kiloda değişim
- Sürekli uyku bozukluğu
- Cinsel istek kaybı
- İntihar düşünceleri
- Suçluluk hezeyanları
KAYNAKÇA
Amerikan Psikiyatri Derneği (2013). Dsm-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabı (1. Baskı). (E. Köroğlu, Çev). Hyb Yayıncılık.
Erkan, Ö. (2015). İstanbul ili sınırlarında hizmet veren özel huzurevlerinde kalan yaşlılarda depresyon, anksiyete, somatizasyon, yaşam kalitesi ve algılanan sosyal destek düzeyinin huzurevinde kalmayan bir grup yaşlı ile karşılaştırılması [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. Ege Üniversitesi.
İnan, A. (2019). Yaşlılarda depresyon ve günlük yaşam aktiviteleri ile ilgili risk faktörleri [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. İnönü Üniversitesi.
Memiş, T. (2019) Ebeveynleri boşanmış ve ebeveynlerden birini kaybetmiş çocuklarda depresyon ve davranışsal sorunlar [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. İstanbul Gelişim Üniversitesi
Tuna E., ve Öncül Ö. (2022). DSM-5’e göre anormal psikoloji (2. Baskı). Nobel Yayıncılık
Yaşar, V. (2016). Çocuklarda depresyon düzeyi ve bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. Beykent Üniversitesi.