DİSLEKSİ NEDİR?

Disleksi bir okuma bozukluğudur. Normal ya da üstün zekâ seviyesine sahip, fiziksel, ruhsal ya da nörolojik bir bozukluğu olmayan bazı bireylerin çocuk yaşta okuma, yazma, konuşma, düşünme ve aritmetik becerilerinde zorluklar yaşadığı özel bir okuma bozukluğudur. Disleksik kişilerin zekâ seviyesinde bir sorun yoktur.
Dünya tarihinde birçok ünlü isim, Albert Einstein, Edison, Leonardo Da Vinci, Pablo Picasso, Wolfgang Amadeus Mozart, Walt Disney, Bill Gates, Stephen Hawking, Winston Churchill, Henry Ford, Alexander Graham Bell gibi, çocukluklarında bu sorunla karşılaşmıştır. Disleksik bireyler, öğrenme için yeterli zekâ, yetenek ve kapasiteye sahip olsalar da, kendi algılarına uygun öğrenme yöntemlerine ulaşamadıkları için bu sorunla karşılaşırlar. Disleksi skalası oldukça geniş olup, hiç okuyamama seviyesinden harf ya da hece atlama, heceleyerek okuma, harf ekleme, ters çevirme, döndürme seviyesine kadar değişebilir. Disleksik çocuklar, akıcı bir okuma yapmakta zorlanır, dikkatlerini toplamada ve devam ettirmede güçlük yaşarlar. Okuma faaliyetini kaygı verici bulurlar, bu nedenle kelime hataları yapabilirler ve özellikle uzun kelime ve cümleleri okumada zorlanırlar. Disleksili çocukların birçoğunda, okuldan kaçınma ve okula gitmeme şeklinde kendini gösteren “okul fobisi” bulunabilir. Disleksi, tedavi edilebilir bir durum olmasa da özel eğitim ve terapi yöntemleriyle disleksik bireylerin öğrenme süreçleri desteklenebilir.

DİSLEKSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Okuma ve yazma öğrenirken zorlanırlar, okuma güçlükleri çekerler ve okuduklarını hatırlama konusunda zorluk yaşarlar.
  • Harfler ve rakamlar gibi sembolleri ters algılayabilirler, hece ve kelimeleri tersten okuyabilirler.
  • Okuma esnasında kelime içerisindeki sesleri karıştırabilirler, bazı kelimeleri atlayabilirler ve satırları karıştırabilirler. Okuma hızları düşük olabilir.
  • Yazıları bozuk olabilir ve yazarken bazı harfleri veya heceleri atlayabilirler.
  • Kelime bellekleri zayıf olabilir.
  • Sağ-sol gibi yönleri öğrenmekte zorlanabilirler.
  • Görevleri zaman veya sıra ile yapmakta zorlanabilirler.
  • Ay veya gün sıralamalarını ezberlemekte zorlanabilirler ve zaman kavramlarını anlamada zorluk yaşayabilirler.
  • Çarpım tablosu ezberlemek, ritmik sayı saymak ve ritme uymakta zorlanabilirler.
  • Aritmetik işlemleri karıştırabilirler.
  • Dikkat dağınıklığı yaşayabilirler.
  • Motor beceri gerektiren işlerde beceriksiz ve sakar olabilirler, örneğin ip atlamak veya ayakkabı bağı yapmak gibi.
  • Okul korkusu olabilir ve okula gitmekten kaçınabilirler.

Bu belirtiler, disleksi olan herkes için geçerli değildir ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Ancak, bu belirtiler disleksi açısından birer işaret olabilir ve tanı ve tedavi için uzman bir doktora başvurulması önerilir.

DİSLEKSİ TANISI NASIL KONULUR?

Disleksi tanısının konulması için öncelikle çocukların okul öncesi dönemde dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi ve gerekirse profesyonel yardım alınması önerilir. Ancak disleksi belirtileri genellikle okul hayatı başladığında daha aktif bir şekilde görüldüğü için tanı genellikle çocukların eğitim hayatının başladığı ilk yıllarda konulur. Erken tanı konulması, özel eğitim hizmetlerinden faydalanmanın ve iyileşmenin daha hızlı ve erken sağlanmasına yardımcı olur. Disleksi tanısının doğru bir şekilde konulabilmesi için öncelikle birey kulak-burun-boğaz uzmanı, nörolog, göz doktoru ve çocuk psikoloğu/pedagog tarafından tıbbi bir değerlendirmeden geçirilmelidir. Bu değerlendirme ile herhangi bir patolojik sorun olup olmadığına karar verilir ve öğrenme güçlüğü tanısı konulması durumunda, eğitim hayatı içerisinde elde edilecek yasal hakların resmileştirilmesi için gereken adımlar atılır. Patolojik tanısı konulduktan sonra, birey ve ailesi ile görüşülerek bilgi toplanması, gözlemleme, gelişim özellikleri, zekâ düzeyi, görsel-işitsel algı ve okuma-yazma-matematik becerilerinin incelenmesi gibi psiko-eğitsel değerlendirmeye tabi tutulur. Bu değerlendirme ile problemin şiddeti ve seyri belirlenir. Öğrenme güçlüğü tanısı koymak için tek başına yeterli olan bir test yoktur, ancak öğrenme güçlüğü tanısını desteklemek için bazı testler kullanılır. En sık kullanılan testler Wechsler Çocuklar için Zekâ Testi ve Bilişsel Değerlendirme Sistemi testidir. Diğer farklı tanı araçları da mevcuttur. Doğru bir tanı konulabilmesi için, kullanılacak tanı araçlarının etkin bir şekilde kullanılması ve yaşanan sorunun şiddeti, etkilediği alanların tespiti ve tedavi yönteminin belirlenmesi önemlidir.

DİSLEKSİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Disleksi tedavisi için ilaç kullanımı gibi bir yöntem bulunmamaktadır. Genellikle terapi ve bireysel eğitim programları kullanılarak tedavi edilir. Bu yöntemler, normal okul eğitimini destekleyici ve sorun yaşadığı alanları takviye edici akademik bireysel eğitimlerdir. Disleksi sorunu erken yaşta tespit edilip tedavi edildiğinde, çocuklar sorunlarını başarıyla telafi edebilirler. Uluslararası Disleksi Derneği, disleksinin tamamen ortadan kaldırılamayacağını ancak tedavi süreciyle eksikliklerin başarıyla telafi edilebileceğini bildirmektedir. Disleksi tedavisinde, öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların özgüvenini artıracak, okuma, yazma ve matematik becerilerini geliştirecek eğitim materyalleri kullanılabilir. Ayrıca, bireysel öğrenme stillerine uygun eğitim programları oluşturulabilir. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar için destek grupları da faydalı olabilir.

Bize Ulaşın

Uzmanlarımızla iletişime geçerek randevu oluşturabilirsiniz.