Bireylerde yeme davranışı, ödül sistemi, çocuğun motor, duyusal ve duygusal becerileri, sosyal çevre, kültürel öğeler, bakım ve tutum becerileri gibi birçok değişkenin etkileşimi ile gelişmektedir. Sağlıklı yaşam adına beslenme alışkanlıkları dikkat etmeye değer olsa da bu düşünce problem haline geldiğinde ciddi fiziksel ve/veya ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir.
Zayıf olmasına rağmen şiddetli bir kilo alma korkusu, vücut imajı bozukluğu, normal ağırlığın belirli bir yüzdesi kadar bilinçli kilo kaybı ve yaş ve boy için ideal bir kiloya ulaşmayı reddetme ile karakterize bir yeme bozukluğudur.
Sık ve kontrolsüz aşırı yeme ve kilo alma ve sonrasında alınan kiloları verme isteği ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Bireylerin tüm çabalarına ve korkularına rağmen yemek yemeyi bırakamadığı görülmektedir.
Fiziksel açlık olmamasına rağmen aşırı yeme eğilimi, bir tıkınırcasına yeme atağından sonra kendi kendine tatmin olmama ve mutsuz hissetme ile karakterize edilen bir yeme bozukluğudur.
Bu hastalık bulimia nervoza ile karıştırılmamalıdır çünkü bu hastalar kilo alımını engelleyen davranışlar sergilemezler. Hastalar çok fazla gıda tükettikleri için obezite, yüksek tansiyon, kolesterol sorunları, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı açısından risk altındadır.
Atipik yeme bozukluklarının klinik tablosu anoreksiya nervoza ve bulimia nervozaya benzememekle birlikte, birlikte görüldüğünde klinik olarak bu bozukluklar kadar şiddetli olabilir.
Kişilerin yüksek kalorili atıştırmalıkları, gece uyanarak tüketmeleri ve kendilerini yemek yedikten sonra gergin ve suçlu hissetmeleri ile karakterizedir.
Kişinin yiyecekleri çiğneme ve yutma ve ruminasyon sonrasında bilinçli ve gönüllü olarak ağza geri götürmesi ile karakterizedir.
Daha çok çocuklarda görülen bir yeme bozukluğu türüdür.
Bir aydan uzun süre tekrar çiğneme gözlenirse ruminasyon bozukluğundan şüphelenilmelidir. Bebeklerde 3. aydan sonra görülmeye başlar ve ergenlik döneminde azalır. Nadir olmakla birlikte erişkinlerde de görülebilir. Tedavi edilmezse, bebeklerde ciddi kilo kaybı ve yetersiz beslenme gibi ciddi klinik belirtiler gelişebilir.
Yeme Bozuklukları çok karmaşık bozuklar olup neyin sebep olduğu hala tam olarak anlaşılmamakla beraber akıl sağlığı, genetik ve biyolojik faktörler ve sosyal çevre dahil olmak üzere birçok şey söz konusudur. Her insan için nedenleri değişiklik gösterebilir.
Yeme bozuklukları gelişimi için mevcut açıklamalar çok yönlüdür ve diyet davranışının yeme bozukluklarının gelişimi için ortak bir uyaran olduğunu vurgulamaktadır. Gönüllü diyet yapanların çoğu daha çekici olmaya çalışır. Gönüllü diyet yapanların ikinci grubu mankenler, dansçılar, balerinler, atletler, biniciler gibi profesyonel yaşamları rekabetçi olan ve yeme bozukluğu riski yüksek kişilerdir. Bazı kadınların mesleki ve sosyal taleplerle baş edemediği, çatışma ve diyet yaşadığı, fiziksel çabaya yöneldiği varsayılmaktadır.
Yeme bozukluğu için bazı risk faktörleri şunlardır:
Çocuklarda en yaygın belirtilerden bazıları öğün atlama, küçük porsiyonlar yeme, yüksek şekerli, yüksek yağlı yiyecekleri yemeyi reddetme veya tükedimde aşırıya kaçma ve şiddetli kilo değişiklikeri olarak gösterilebilir.
Gençlerde ise en yaygın belirtilerden bazıları bunların yanı sıra kısıtlayıcı besin alımı ve aşırı egzersiz yapma ve egzersiz hakkında sık sık yapılan yorumlar, şiddetli kilo kaybı, kilo alma korkusu ve ciddi vücut imajı bozuklukları olarak sayılabilir.
Yeme bozuklukları, belirtilere, semptomlara ve yeme alışkanlıklarına göre teşhis edilir. Doktorunuz bir yeme bozukluğunuz olduğundan şüphelenirse, muhtemelen bir muayene yapacak ve tanıyı kesin olarak belirlemeye yardımcı olacak testler isteyecektir. Teşhis için hem birinci basamak sağlayıcınızı hem de bir ruh sağlığı uzmanına danışabilirsiniz.
İster bir hekimi ister bir tür akıl sağlığı uzmanını görerek başlayın, yeme bozukluğu tedavisinde uzmanlaşmış bir profesyoneller ekibi ile yol almak size yararlı olacaktır.
Tek bir tedavi yerine birkaç yaklaşımın kombinasyonu ile kişiye yardımcı olunması uygundur. Psikoterapi gereklidir ve elzemdir, aile ile iş birliği ve ailenin tedaviye yeterli katılımı önemlidir.
Psikolojik terapi yeme bozukluğu tedavisinin en önemli bileşenidir. Düzenli olarak bir psikolog veya başka bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşmeyi içerir. Terapi birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir.
Tedavi, aşağıdakiler gibi farklı terapi türlerinin bir kombinasyonunu içerebilir:
Uzmanlarımızla iletişime geçerek randevu oluşturabilirsiniz.
Q Psikoloji – Tüm Hakları Saklıdır.